Nasreddin Hoca bir gün Konya’ya gider. Konya sokakalarında dolaşmaya başlar.
Dolaşırken adamın biri Hocayı durdurur ve sorar :
─ Pardon Hoca efendi !
─ Bugün ayın kaçı ?
─ Biliyor musun ?
Nasreddin Hoca adama cevap verir :
─ Nereden bileyim yahu !
─ Ben buranın yabancısıyım.
Belki de Barışmışlardır( Konu Yaş Değilse Çabucak Barışırlar )Nasreddin Hoca Fıkrası |
Nasreddin Hoca evinde otururken komşusu telaşlı bir şekilde Hocanın kapısının çalmış.
Hoca, kapıyı açınca komşusuna sorar : ─ Buyur komşu. ─ Hayrola, nedir bu telaşın ? |
•••••• DEVAMINI OKU •••••• |
El Elin Eşeğini Türkü Çağırarak Arar( El Elin Eşeğini Türkü Söyleyerek Arar )Nasreddin Hoca Fıkrası |
Bir gün Nasreddin Hocanın köyünde Subaşının eşeği kaybolmuş. Eşek Subaşının olunca, bulunması için herkes seferber olup, eşeği aramaya başlamış. Köylülerle birlikte Hoca da eşeği aramaya koyulmuş. |
•••••• DEVAMINI OKU •••••• |
Keramet KavuktaysaNasreddin Hoca Fıkrası |
Nasreddin Hoca günün birinde dostlarıyla sohbet ederken, hiç tanımadığı bir adam yanına gelir.
Adamın elinde bir mektup vardır.
Elindeki mektubu Hocaya uzatarak sorar : ─ Hocam, bu mektubu bana okuyabilir misin ? |
•••••• DEVAMINI OKU •••••• |
Ye Kürküm Ye( İtibar Bana Değil Kürke )Nasreddin Hoca Fıkrası |
Nasreddin Hoca bir gün, çağrıldığı ziyafete eski kıyafetleriyle gitmiş. Hiç kimse Hocaya ilgi göstermemiş, buyur bile etmemiş. Herkes, allı pullu kıyafet giyenlere hürmet gösterip karşısında el pençe divan duruyormuş. Bu duruma Hocanın canı çok sıkılmış. Hemen evine gidip yeni aldığı kürkünü giymiş. |
•••••• DEVAMINI OKU •••••• |