11/06/2016
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji ünitesinde çalışan radyoloji teknisyenlerinin yıllık peryodik muayenelerinde 12 kişide tiroid nodülünün bulunması ve ikisine kanser teşhisinin konulması radyoloji çalışanları arasında büyük bir huzursuzluğa sebep oldu.
Bilindiği üzere Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında radyoloji teknisyen ve teknikerlerinin haftalık mesai saatleri 25 saatten 35 saate yükseltilmişti. Buna bahane olarak da avrupa ülkelerindeki çalışma saatleri gösterilmişti. Radyoloji ünitelerinin çalışma saatleri avrupa ülkeleri bahane edilerek artırılırken, personellerin çalışma koşullarında en ufak bir düzenleme dahi yapılmadı.
Avrupa ülkelerinde radyoloji teknisyen ve teknikerlerinin haftalık çalışma saatleri fazla olabilir ama onlarda personel başına düşen hasta sayısı ülkemizdeki kadar fazla değil. Ülkemizde günlük 150-200 tomografi tetkiki yapan, hatta bazen bu sayıları bile aşan BT üniteleri var. Avrupada hiçbir ülkede personel başına düşen hasta sayısı Türkiye'de bulunan hastanelerdeki kadar fazla değil. Ayrıca teknolojik olarak çok eski olan birçok cihaz halen ülkemizde kullanılıyor. Radyolojide dijital teknolojiye geçilmesine rağmen eski tip karanlık oda ile çalışan birçok radyoloji ünitesi mevcut ülkemizde.
Bu konuyla ilgili gerek radyoloji dernekleri, gerekse sağlık dernek ve sendikaları defalarca uyarıda bulunmasına rağmen Sağlık Bakanlığımızın en ufak bir çalışması dahi olmadı. Radyoloji çalışanlarının personel başına düşen hasta sayısı ile ilgili hiçbir düzenleme yapılmadı.
Bununla birlikte denetlemelerde düzgün yapılmıyor.
Radyoloji ünitelerini denetlemekle yetkili olan
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( TAEK )
tarafından denetleme için gönderilen görevliler;
çalışan personellere artık yıllardır duymaktan ezberledikleri
"dozimetrelerinizi takıyormusunuz ?",
"hasta yakınlarını çekim odasına almaya mecbur kaldığınızda onlara kurşun önlük giydiriyormusunuz ?",
"bayan hastalara hamilelik yada hamilelik şüpheniz varmı diye soruyormusunuz ?"
gibi rutin sorular sorup,
sağa-sola
"DİKKAT RADYASYON ALANI",
"KİŞİSEL DOZİMETRE TAŞINMASI ZORUNLUDUR",
"HAMİLER VE HAMİLELİK ŞÜPHESİ OLANLAR GİREMEZ"
yazıları yapıştırmaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar.
Cihazların teknolojik yeterliliğini inceleyen, radyoloji çalışanlarının kişi başına kaç hasta çektiğni araştıran, çalışanların yıllık peryodik muayenelerine ait sonuçlara bakan bir TAEK görevlisi duyan var mı ? TAEK tarafından gönderilen görevlilerin tek görevi çalışanların yıllardır ezberleyip cevabını her denetlemede bir papağan gibi tekrarladıkları sorular sormak mı ?
Her şey kağıt üzerinde, her şey göstermelik. Radyoloji ünitelerini hastane içerisinde denetlemesi gerekli olan Radyasyon Sorumluları hiçbir yetki verilmeden, sadece makinelerin çalıştırılabilme ruhsatları üzerine Radyasyon Sorumlusu yazısının karşısına isimleri yazılarak kağıt üzerinde sorumlu oluyorlar. Ne doğru düzgün bir tutanak tutma yetkileri, ne de yaptırım güçleri var. Hatta bir kısmının makinelerin çalıştırılabilme ruhsatları üzerinde isimlerinin yazdığından ve Radyasyon Sorumlusu olduklarından bile haberleri yok.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji ünitesinin
çalışanlarında görülen bu kanser vakaları bir son mudur
yoksa çok kötü bir başlangcın habercisi mi ?
Daha kaç hastanemizin radyoloji teknisyenlerinde / teknikerlerinde kanser vakaları çıkacak ?
Olayın ciddiyetinin farkına varılması için illaki birilerinin ölmesi mi bekleniyor ?
Sağlık bakanlığmızın harekete geçip gerçek anlamda bir çalışma başlatması için
kaç tane radyoloji teknisyeni / teknikeri ölmesi lazım ?